Mikrokozmos ; Beyin Zihin Bilinç

Çocukluk dönemimizde gazete ve dergilerden Ruslarla Amerikalıların uzay yarışlarını takip ederdik.
Rusların ilk uyduyu, ilk canlıyı (köpek Laika), ilk insanı (Yuri Gagarin) ve ilk kadın kozmonotu uzaya göndermesiyle uzay yarışında öne geçmesini, bir süre sonra Amerikalıların Apollo projesi dengelemişti.
Apollo 11 aracı ile ay yüzeyine ilk insanın ayak basmasıyla da Amerikalılar uzay yarışında bir adım öne geçmişlerdi.

Özellikle okumayı yeni öğrendiğim dönemde ilk okuduğum kitaplardan biri olan Jules Verne’in Aya Seyahat kitabındaki fantâzisinin, bir dönem sonra gerçekleştiğini televizyon ekranından izleyen biri olarak, hayallerin ve düşüncelerin gerçeğe dönüştürülmesi .. küçük yaşlarda aklıma yatan bir kavram oldu.


Gençlik dönemim de Apollo projesindeki yüksek maliyetler, son 20 yılın sadece ABD için bütçesinin 90 trilyon dolar tutması, patlamalar ve astronot ölümleriyle sonuçlanan kazalar ve de doksanlı yılların başlarında Sovyetlerin büyük imparatorluklarını tasfiye edip; Rusya Cumhuriyetine dönüşüp, küçülerek pozisyon almasıyla uzay yarışları da önemsizleşti.

Olgunluk dönemimizde uzaydaki yarış bitmiş, çok sayıda devletin de katılabildiği avrupa uzay istasyonu ve MIR projeleriyle bu teknolojide gelişmiş ülkelerin işbirliği ile gerçekleştirdikleri daha mütevazi, ortak uluslararası projeler bu yarışın yerini almıştı.
İkibinli yılların başlangıcında bilim insanları tarafından uzay yarışları ve daha uzak gezegenlere erişebilme çabalarından daha önemli, gizemli ve üstü çok daha örtülü olan bir evrensel sırrın farkına varıldı ..
Gezegenimizde 200 bin yıl gibi bir süreç içinde seçilimler, mutasyonlar, gelişmelerle oluşan veya yaratılan en üst bilinç tür varlık olarak ortaya çıkan insanın ! beyni, zihni, bilinci !

Makro evrenin holografi teknolojisi ile benzer çalışma özelliklerini gösteren mikro evren insan beyni, fiziksel beynin kimyasal, bioelektrik, manyetik etkileşimlerini dönüştürerek yaratılan madde ötesi zihin ve en üst oluşum olan insan bilinci hakkındaki bilinmezler daha ön plana çıkarak çok daha fazla araştırılmaya ihtiyaç duyuldu.

19. yüzyıl başlarında yükselerek yaklaşık yüz yıl etkili olan materyalizm akımının popüler üstâdlarının (darwin, engels, freud, marx ..vb.) insan ve insan bilinçlerinin oluşturduğu toplumsal yapılar ile ilgili teorileri de;
dönemin bilim teknoloji imkanları doğrultusunda insan adlı yapının temel taşı olan düşünce, zihin, bilinç konusunda olaya madde eksenli materyalist temelden yaklaştığından günümüz için yetersiz kalmıştı.

2013 yılını Obama yönetimi birleşik devletler için 'beyin yılı' olarak kabul ederek bu alandaki ar-ge, donanım ve yazılım projelerine büyük kaynaklar aktardı ve konuyla ilgili 6 üniversitenin oluşturduğu araştırma merkezi yapılandırıldı.
Aynı yıllarda Avrupa birliği finansörlüğünde aynı amaçla 19 Avrupa ülkesine yayılmış kurumlardan 100 den fazla bilim adamı biraraya gelerek; Human Brain Projekt (insan beyni projesi) adıyla çalışmalara başladılar.
Artık, sonsuz ve sınırsız olarak tanımlanan evrenin uzak köşelerine kadar giderek oraları görme bilme gibi sonu gelmeyecek çabalar ve bütçelerin büyük bir oranı beyin ve onun oluşturduğu zihinsel aktivitenin bilinmesine, bilincin algoritmalarının, matematiksel çalışma sisteminin çözümlenmesine yönlendirildi.

Öncelikli olarak 383 nöronu bulunan solucandan başlandı, sonra 38 bin nöronu bulunan fareler üzerinde beynin zihin üretme fonksiyonları ve matematiği incelendi.
86 milyar civarı nöron ve bu nöronların birbiriyle bağlantısını sağlayan 100 trilyon snaps ağlarıyla örülü insan beyni, zihnin ve bilincin bilinmeyenlerine erişerek, bu muazzam yapının sırlarının çözümlenmesi; insanlık için daha hızlı ve ileri aşamaya erişilebileceği düşüncesi öngörüldü.
Bu kararla birlikte dünya çapında konuyla ilgili kurumlarda oluşturulan projeler birkaç yıl içinde filiz vermeye ve küçük bir örneğini alttaki linklerden izleyebileceğiniz gelişmeler ortaya çıkmaya başladı.
https://www.ted.com/talks/sebastian_seung?language=tr
https://www.ted.com/talks/henry_markram_supercomputing_the_brain_s_secrets
( videoların Türkçe altyazıları vardır )

Konuyla paralel olan yapay zeka, yapay sinir ağları ve nöron görevi yapan nano robot teknolojilerinde de bu tarihlerden itibaren dünya çapında ilerlemeler kaydedildi.
İnsan beynini ve bilincini fiziksel ve matematiksel olarak simule eden prototipler, yazılımlar, nöro zihin ağları (connectome), öğrenen akıllı makinalar adlandırmalarıyla yeni bilim teknoloji dalları oluştu.

Tersine mühendislik denilen, beyin ve onun ürünü olan bilincin şimdilik çözümlenen çalışma sistemine benzeyen yapay nöronlar, nöronları tetikleyen, susturan ve anlam (matematiksel değer) kazandıran yapay snaps bağlantıları ve bunların birleşik yapısından oluşan küçük çaplı yapay ağ üretilerek,
tersine mühendislik sonucu edinilen algoritmaların yüklendiği yapay zekalarda, robotlarda test edildi.

Bu çalışmalarda bulunan en önemli sonuçlardan birisi de ! zekâ / bilinç denilen kavramın, sadece fiziksel olarak içinde bulunduğu beyinle sınırlı kalmayan.. daha üst katmanda ! hayatın - yaşamın bağlantılı bütünselliği ile birlkte üretilen ve her an kendisiyle iletişime geçen bağlantılarla güncellenen bir yapı olduğuydu.


Tabiidir ki bu yeni projeler ve teknolojilerin ortaya çıkması medya ve gelecek dünyası olarak adlandırılan (fütürizm) alanlarına da kısa zamanda yansıyarak, yapay zeka, arttırılmış gerçekçilik (AR), makinaların insanlara isyan ederek dünyayı yönetmeye teşebbüs etmesi, konnektom, robot-insan, sanal gerçeklik (VR), öğrenen makina gibi konularda da birçok dizi, film, kitap ve videoların üretilmesine önayak oldu.

'' Bütün bu popülerleşen, medyatikleşen gelişmeler ve teknolojilerin yanında benim kişisel görüşüm ...''

Beynin insan zihni, zekası, hafızasını nasıl oluşturduğunu çözebilmek, 86 milyar sinir hücresinin (nöronun) her biri 6.000 civarında bağlantıya (sinaps) ve bu bağlantıların her birinin, bugüne kadar yapılan ölçümlere göre, saniyede 200 defaya kadar (200 Hz) sinyal iletiminin o anki durumunu, haritasını çözümleyebilmek..
her bağlantı noktasında, hücreler içindeki biyokimyasal yapıya etki eden biyoelektrik ile her an yenilenen değerler ile beyin haritamızdaki (connectom) yaratılan etkileri, anlık değişimleri, oluşumları çözmeye ihtiyacımız var.

Bunun için insanlığın, medeniyetin, teknolojinin, bilimin .. daha çoook fırın ekmek yemesi lâzım.

İnsan beyni ve zihni, sadece bizim kontrolümüzdeki otomatik bir makina değil, çok gelişmiş bilgisayar veya bilgi depolama aygıtı değil,  işletim sistemi değil,
kafatasımızın içindeki ortalama 1,5 kg. ağırlığındaki yumuşak beyaz et parçası hiç değil !

- 19. yüzyılın metaryalist teorileriyle kilitlenmiş ! ateyizm dinine imân eden entellektüel müminlerin ..

- veya dünya üzerinde yaşayan insanları galaksinin bir köşesinden gözleyerek, cennet veya cehennemine gönderip, mükâfatlandırıp cezalandırmak amaçlı uzaydaki 'gök tanrı' inançlı cahiliyet cemaâtlerinin ..
zannettikleri, idrâk edebildiklerinin çok daha ötesinde bir sistem.