Siyah Beyaz Fotoğraflardan Dijitale

O zamanlar fotoğraflar siyah-beyazdı .. Fotoğraf çekmek, fotoğraf filmini banyo yaparak görüntüyü fotoğraf kağıdına basmak teknik bilgi, cihaz ve uğraşı gerektiren bir faaliyetti. Öğrenci evimizde fotoğraf makinası, film banyo ve fotoğraf kağıdına baskı makinamız .. v.b. cihazlarımız vardı.
1 Mayıs 1977 işçi bayramı

O gün de (1 Mayıs 1977) bayram havasında başlayıp akşama doğru sona ermekte olan ve bizlerinde görevli olarak bulunduğumuz bu bayram için basılacak birçok fotoğraf çekilmişti.

Dönemin özelliği gereği; genç nesilin büyük çoğunluğu bol kitap okur, aydınlanır, kendi branşı mesleği dışında da.. kültür sanat etkinliklerinde bulunurlardı.

Şimdi olduğu gibi; ticari kazanç sağlamak için market açar gibi her köşe başına özel üniversite açarak ticaret yapma tezgâhı olmadığından; sayıları dokuz onu aşmayan nitelikli donanımlı özerk devlet üniversitelerinde okuyanlar; aynı zamanda gelişen toplumsal fikir, örgütlenme ve eylem biçimleriyle de yılların geri bıraktırılmış Türkiye toplumuna önderlik edebilen,
yönlendirebilen bir yapıya sahipti.

Yetmişli yılların sonlarına gelindiğinde bu değişim üst düzeye varmış, sınıf bilincine sahip sendikalı örgütlü, toplu sözleşme ve grev yapabilen bir işçi sınıfı, her meslek alanında, sektörde kendi haklarını savunabilen meslek örgütlü çalışanlar ve onlara destek olan, okuyup araştıran kararlı ideâlist yığınsal bir gençlik oluşmuştu.

Bu gelişmelerle birlikte de; dönemin uluslararası tekelci kapitalizmine entegre olmuş büyük burjuvazi (yabancı ortaklı büyük işverenler) gittikçe azalan kazançlarına, sarsılan statükosuna çare aramaya başladı.

Bu çareyide tabiiki onların yardımıyla devlet yönetimine yerleştirilen sağcı politikacılardan ve T.S.K. yönetim kademesindeki NATOya göbekten bağımlı dönemin generallerinden buldu.
Yetmişli yılların başındaki Gn.Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ın büyük holding gazetelerine verdiği röportajdaki gibi ‘’Memleketimizdeki Sosyal Uyanış.. Ekonomik gelişmeyi aşmıştı‘’ ve bu duruma çare bulunmalıydı !

Durum buraya gelince; C.I.A. senaryolu ve o dönemin NATO emriyle Sovyetler Birliği’ne özel savaş için kurulan Özel Harp Dairesi (sonradan Gladio çetesine dönüştürüldü) ve emniyet içindeki taşeron yapı vasıtası ile; sonu 12 Eylül 80 darbesine varacak olan provakasyonlar, katliamlar, terör hareketleri başlatıldı.

1 Mayıs 1977 günü Taksim Meydanı ortasında yapılan insan kâtliamı ile başlayan ‘ekonomik gelişmeden daha önde giden sosyal uyanışı önleme ve ezme operasyonu’ daha sonraki aylarda;
- dönemin Başbakanı Ecevit’e İzmir Çiğli suikasti
- Maraş, Malatya ve Çorum’daki yüzlerce alevi vatandaşımıza yapılan saldırılar ve kâtliamlar ..
- orta anadolu ve karadeniz kırsalından büyük şehirlere getirilen yoksul muhafazakar gençlerin örgütlendirilip silahlandırılmasıyla tezgahlanan ‘’sağcı-solcu çatışması’’ aşamalarıyla güncellenip tırmandırılarak sonu 12 Eylül 1980 N.A.T.O. darbesiyle tamamlandı.

Darbe ile; örgütlenme, sendikalaşma, toplu sözleşme, çalışanın emeğin hakkını verme dertlerinden kurtulup, ferahlayıp eski statü ve kâr marjlarına dönen yabancı şirket ortaklı burjuvazi (bazı kesimler de.. Oligarşi diyordu)
daha sonra benzeri bir duruma dönülmemesi için.. ortakları Washington Londra teorisyenlerinin projesiyle ve iktidara yerleştirdikleri Nato generallerinin uygulamalarıyla daha kalıcı ve garantili bir yöntem geliştirildi.

Bu yeni proje de; 12 Eylül darbesi ile devlet yönetimine getirilen Nato'cu generaller cuntası ve Washington kuruluşu Dünya Bankası elemanı Turgut Özal dönemi ile başlayan,
Sünni Arap ülkelerinde ve Pakistanda da testten geçirilip, toplum üzerinde uygulaması yapılan bir proje oldu.

İslam Dini’nin yozlaştırılıp devşirilip emevi'leştirilme uygulaması olan, Türk-İslam sentezli düşünemeyen, sorgulamayan, hakkı ve gerçeği arama araştırma, örgütlenme yetenekleri köreltilerek büyük sermaye sınıfın elindeki medya organları, eğitim sistemi ve özel görevli cemaat, tarikat yapılanmalarıyla uyutularak yönlendirilen insan yığınları yaratıldı.

Bu yeni düzeni muhafaza edip sürdürebilir yapmak için medya ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak, küreselleşen kapitalizmin kontrolündeki devletleri yönetmeleri yönlendirmeleri de yapısal değişimler de gösterdi.

Eski siyah-beyaz fotoğraflarda olduğu gibi şehrin ortasındaki meydanda otel pencerelerinin perdeleri arasından, binaların çatıları üzerinden insanları makinalı tüfeklerle tarayarak, üzerlerine panzerler sürerek, katledip korkutarak devlet memurları vasıtasıyla kaba saba toplum mühendisliği yapmak ta.. artık demode oldu.

Yeni yöntemde hem para kazandıran, hem insanları eğlendiren, uyutan yozlaştıran, kafayı dağıtan ! televizyon programlarımız, dizilerimiz, yarışmalarımız, naklen yayınlarımız . .



- klavye - mouse ve mobil telefon vasıtası ile muhalefet olanağı sağlayarak uyanık insanların gazını almakta kullanılan, manüplâsyonlar yapılabilen California kontrollu sosyal medya portallarımız ortaya çıktı.
Teknolojik gelişmelerle fotoğraflar da dijitalleşti, renklendi, çeşitlendi, filtrelendi, photoshoplandı, selfilendi ve her ortamda kolayca üretilip paylaşılabilir hale geldi.
- küresel sisteme entegre edilmiş vahhabi sermayeli, emevi gelenekli ABD'estli kapitalist dinimiz, imanımız . .
- güyâ islam devleti kurmak için dünyanın dört köşesinde kendilerini patlatarak katliam yapabilen cia/ gladio üretimi militanlarımız . .
- barış güvercini kılığına girmiş Pentagon silahları ve askeri koruması altındaki etnik bölücü taşeron teröristlerimiz,
- mevcut kapitalist tüketim ve sadaka ekonomisini korumak kollamak ve devam ettirmekle görevli liderlerimiz, partilerimiz, siyaset sistemlerimiz var.

Dip Not: 1 Mayıs 1977 günü ne oldu ?
DİSK`in organizasyonuyla İşçi Bayramı`nı kutlamak için Taksim’e gelen yaklaşık 600 bin kişi meydanı doldurdu. Saat 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler'in konuşmasının sonunda, miting dağılırken meydan dışındaki Tarlabaşı sokağında patlayan bir silah sesi ile birlikte Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki Intercontinental otelin (bugün adı The Marmara Oteli) 15. – 16. kat pencere perdelerinin arasından insanların üzerine ateş açılmaya başlandı.

İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken meydan etrafındaki sokak aralarına mevzilenmiş polis panzerleri de kalabalığın içine doğru girmeye ve insanları sıkıştırarak otel yanındaki Kazancı Yokuşu`na doğru itmeye başladı.
Otel ve sular idaresi binası üzerinden insanlara ateş edilirken, polis panzerleri ateş edenlere değilde.. meydandaki insanların üzerilerine gitti.

İnsanlar panzerler altında kalmamak ve vurulmamak için kaçmaya çalışırken.. 30 kişi ezilme, 5 kişi vurulma nedeniyle yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi de yaralandı.