ABD’deki California Teknoloji Enstitüsü, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ve LIGO Bilimsel İşbirliği Kurumu’na bağlı bilim adamları yüzyıl sonra bugün Massachusetts eyaletindeki Washington kentinde bir basın toplantısı düzenleyerek deneysel olarak gözlemlenen gerçeği onaylayıp kabul etmişler !
Binaltıyüzlü yıllarda ‘Dünya yuvarlaktır ve kendi ekseni etrafında dönmektedir’ dediği için dönemin firavunluk kurumu hırıstiyan kilisesi tarafından aforoz edilerek cezalandırılıp zindanda çürütülerek öldürülen Galileo Galilei’nin tespit ettikleri; öldükten uzunca yıllar sonra tam olarak anlaşılabilinmiş ve 'adam haklıymış beyler' denilmiş !
Bindörtyüz küsur yıl önce Kuran ve Hadis adı ile aktarılan bilgileri; anlayıp yorumlayabilmek ve anladıkları kadarını uygulayabilmek için yedi mezhebe, yetmişyedi fırkaya, yediyüz yetmişyedi tarikata ayrılan aynı dinden insanların anlayış, yorum ve uygulama ayrılıkları, günümüze kadar devam ediyormuş.
Bu farklı yorum ve uygulamalar sonucunda; Mevlâna, Yunus Emre, Hacı Bektaş, Farabi, Hayyam, İbni Sina v.b. .. gibi filozof, tasavvufçu ve âlimler çıktığı gibi,
aynı dine inandığı halde .. kendi dininden masum insanların kafalarını kesen, derilerini yüzen yaratıklar bile üremiş !
Bugünün dünyasındaki muazzam teknoloji, donanım, yazılım ve bütçe imkânlarına sahip ileri düzeydeki kurumların insanların dahi; hikâyemizin başlangıcındaki örnekte olduğu gibi gerçekleri söylenenden yüz yıl sonra anlayabildiği, değerlendirebildiği, uygulamaya başlayarak onayladığı bir dünyada
Kim Kime Neyi Neden Nasıl anlatacak ?
Ortaokul öğretmenimizin dersin sonunda dışarı çıkarken espri ile karışık söylediği gibi ‘anlayanlar anlamayanlara mı anlatsın’ ?
Yoksa eski bir Türk atasözünde mecâzi olarak anlatılmak istenen ‘sal çayıra .. gerisini mevlam kayıra’ mı ?
Yirmili yaşlarımızda büyük bir bilgi açlığı ve merakla su gibi okuyup mutlak gerçeği bulmaya çalıştığımız dönemdeki Darwin’in, Engels’in, Freud’un kalın ve ağır kitaplarının sonlarında gördüğümüz ’bilim ilerledikçe bir gün bütün bu soruların da cevabı verilecektir’ ötelemeleri . .
’İlmin Kapısı’ olarak tanımlanan Hz. Ali’nin ’İlim; bir nokta idi. Cahiller onu çoğalttı‘ şifresi.
bilimde ''Occam's Razor'' olarak adlandırılan meşhur bir prensip vardır: Eğer aynı şey için birbiriyle başka kriterlere, deneylere göre birbirinden ayırt edemediğin, hangisi doğru karar veremediğin birden fazla açıklama var ise ? o zaman onlardan en kısasını, en basitini kabul et.
Hepimizin duyup bildiği fakat idrak etmekte ve yaşantısına, düşünce dünyasına uygulamakta es geçtiği Einstein’ın ’ insan önyargılarını değiştirmek atomun çekirdeğini parçalamaktan daha zordur’ deyişi.
Modern fiziğin kuantum biliminin bugünün teknolojik olanaklarıyla açıkladığı son insan dünyası tarifi;
“ Madde” algılaması beş duyunun beyinde oluşturduğu bir kabuldür !
kim olursan ol; ortak bir dış dünyada değil, kendi orjin beyninin ürettiği kendine özgü içsel hayal dünyan'da yaşıyorsun.
Algıladığın ve hüküm verdiğin her şey, beynine daha önce giriş yapan data (ham bilgi) altyapısı tarafından çözümlenerek oluşturulan, mutlak gerçeğin çok küçük kesitsel verilerden ibaret 'SEN' in zihnindek özel dünyandır.
Uzak evrenlerdeki kara deliklerin çarpışmalarının yüz yıl sonra ses frekansına çevrilmesiyle algılanarak bir gerçeğin kabul edilmesiyle başlayan böyle bir karamsar konuyu Einstein'ın son röportajı ile sonlandıralım !