Ciner Holding Grubu bütün baskılı dergi gruplarını kapattı. Artık baskılı dergi işinden çıktı.
Büyük Gazetelerin (Hürriyet, Vatan, Milliyet, Sabah..) tirajları düştü.
Ulusal TV Kanallarının (ben buna Holding Medya TV kanalları diyorum) izlenme oranları düştü...
Büyük TV kanallarının anahaber programı toplam seyircinin ancak yüzde 3-4’ü tarafından seyrediliyor..
Bunun benzeri, birçok haber ve istatiksel bilgi sonuçlarından görüleceği gibi; artık konvansiyonel medya dediğimiz; klasik gazetecilik, televizyonculuk, dergicilik son dönemlerini yaşamakta.
İnternet yayıncılığının hızı, olanakları, çeşitliliği ve kişiye özel içerik sağlaması; tematik TV kanallarının yaygınlaşması Konvansiyonel - Geleneksel; Gazete / TV / Dergi sektörünün sonunu önlenemez bir şekilde sağlıyor.
İnsanlar artık; haber bilgi ve eğlence ihtiyaçlarını, görsel gereksinimlerini, düşüncesini paylaşma hakkını .. internet üzerinden karşılıyorlar. İnternet’in tabana inmesi, bağlantı hızlarının yükselmesi, medya teknolojilerindeki gelişmeler..
bağımsız, hatta bireysel yayıncılık yapmayı kolaylaştırdı.
Sadece iletişim ve internet TV gelişmelerinin etkisinin yanında; insanların klasik medyadaki '' Kurtların Kuzu - Kuzuların Kurt postunda gösterilmesi '', ''Ak’ın Kara – Kara’nın Ak'' olarak sunulması, holding ve büyük sermaye gruplarının yaşam enerjisi olan daha fazla kar etmek, daha fazla reklam almak, holdinge iş bağlamak gibi politikalarla, gerçekleri kamuoyu bilgisine sunmayı değilde egemen sınıf ve sömürücü dış tekellerle işbirliği yaparak onların borazanlığını yapmaları, çürümekte ve çökmekte olan kapitalizmin bu aşamasında; medya ana ekseninin tekellere, tröstlere bırakılması, yukarıdaki bu sonuçları görmemizi hızlandırmış oldu.
Tabiiki geleneksel medyanın cenazesi hemen bugün kaldırılmayacak !
Fakat; artık okur-yazar toplumda, çoğunluğu oluşturan şehirli ve teknoloji kullanan bireylerde, konvansiyonel medya etkisi ve reytinginin bitişi önlenemez.
Tek taraflı olarak izleyiciye sunulan, izleyicinin interaktif olarak katılım ve seçim yapma şansının olmadığı klasik TV alıcıları, uydu alıcıları, kablo TV, DVD, VCD gibi medya izleme araçlarıda .. yeni çağın ihtiyaçlarına ve olanaklarına göre demode oldu.
Artık insanlar; karşısına oturdukları TV ekranından; hem dünya çapında sayıları binleri bulan tematik TV kanallarını izlemeyi, hem internet hızı ve teknolojisinin gelişimiyle sağlanan interaktiviteyi, hem görsel ve işitsel medya araçlarını.. eğlence ve oyunu.. hemde kişiye özel (foto albüm - müzik albümü - sosyal medya.. v.b. gibi) bağlantılara tek kutudan erişmek istiyor.
İnternet bağlantısı dolayısıyla içerik zenginliğine ulaşmış olan izleyici, özgür olarak kendi eğlence tercihlerine, hobilerine ve kültür yapısına göre içeriğe erişiyor.
Bu yüzden de, bu değişime ayak uyduran üreticilerin yeni nesil settopboxlarında; 3 boyut izlenme fonksiyonu, DVB-S2, DVB-T2, DVB-C, kablolu ve kablosuz internet bağlantısı, kayıt, zaman ötelemeli oynatma ve USB bağlantısıyla her türlü depolama ve medya aracına erişim imkanları mevcut.
Bu tür kutulara kısaca hibrid settopbox adı veriliyor.
Klasik kumanda yerine de; aynı zamanda kablosuz klavye ve mouse işlevi de yapan.. hızlı, RF tepkimeli, çok fonksiyonlu akıllı bir kumanda var.
Bir önceki yayınımız olan ''Konvansiyonel Medya'nın Sonu'' başlıklı yazımızda; konuyu daha çok.. internet ve yayıncılık teknolojisindeki yeniliklere gelişmelere dayandırarak açıklamıştık.
Az da olsa; sosyal ve toplumsal gelişmelerden bahsettiğimiz bu yazımızdan.. iki ay sonra bu görüşlerimizi perçinleyen ve yerküre çapında etkisini gösteren ''Gezi Parkı'' gelişmesi yaşandı.
Gezi Parkı olayıyla birlikte.. Konvansiyonel medya dediğimiz bu yapının (ekonomik ve siyasi güç odaklarına bağımlı olarak yayın yapan medya) hızla deşifre olmasını ve çatırtı sesleriyle birlikte.. ana omurgasının çöktüğünü izledik.
Bu gelişme o kadar hızlı ve apaçık bir şekilde yaşandı ki; bırakın bizlerin teknik ve sosyal açıklamalarını.. sıradan insanların bile apaçık göreceği bir netlikte ve herkesin gözleri önünde cereyan etti.
Aktif olan bölümü yirmi gün devam eden ve yansımaları sürmekte olan bu sürecin daha ilk günlerinde; insanlar artık doğru ve anlık gelişmeleri, görüntüleri konvansiyonel medyadan değilde.. internet siteleri, sosyal paylaşım siteleri ve elinde bir kamera ve mobil internet bağlantısıyla yayın yapan, kendi muhabir ve ajans kadrosu olmayan medya kaynaklarından alır olmuşlardı.
Ve yine bu gelişmeyle birlikte; Penguen Televizyonculuğu kavramı, oluşan tepkilerden dolayı Taksim'e konvansiyonel televizyon medya yayın araçlarının girememesi, kazara girenlerin yayın yapamayıp ''Gezi Direniş Müzesi'' haline dönüşmeleri ve lisansını aldıkları yabancı yayın ajanslarının yayınlarını sansürlemeleri sonucu; ''sözleşmelerinin feshi'' gibi gelişmeleri yaşadık.
Bu gelişmelerlele birlikte, Konvansiyonel Medya binasındaki çöküşü izlerken.. internet medya habercilik ve görüntü iletiminin, internet televizyonculuğunun (çapul tv - vagus tv.. v.b.), bağımsız gazeteci kaynaklarının, ekonomik güç odaklarıyla bağlantıları olmayan küçük kanalların (Halk TV, Ulusal Kanal, +1 TV.. gibi) yükseldiğine şahit olduk.
Artık, medya sahibi olmak bir ayrıcalık ve büyük sermaye sahibi olma mecburiyetinden çıkmış oldu.
Bir webTV ye, internet televizyonuna veya görüntü aktaran muhabir ve yazar destekli haber portalına sahip olmak bile “konvansiyonel medya”ya kafa tutmaya yetiyor !
Ayrıca; günümüz sisteminin politikacıları, yazarları, medya yöneticileride; internet tv, internet medyası gibi teknolojilerin hızından gücünden etkileniyor ve onun güç ve etkinliğini inkar edemiyor.
Yeter ki ilettiğiniz foto ve video taze, yaptığınız haber ve yorum doğru - cesur, vizyonunuz misyonunuz yüreğiniz omurganız; sağlam olsun.